Bir yasaktan ibaretsin kaç zamandır çiğneyemediğim ve adına suç demişim seni düşünmenin, işlemişim şehrin en derinlerine bir çığlık gibi...
Bir yasak özlemine,
bir yasak hayaline,
bir yasak da düşlerime düşen gözlerine...
İşte böyle sarmaş dolaş yasaklarla ulaşabilmek isterken sensizliğe mızmız bir oyunbozan olan yanım kabarır arasıra, engelleyemediğim kuralsızlığımdan sızar, köreltemediğim merhametimle çakışır, duygusal zaaflarımdan yararlanırsın.
Sen de bilirsin özlemlerin yasakları delik deşik ettiğini, bilirsin o oyunbozan yanımın en ayyuka çıktığı zamanları ve uygulayabildiğim en katı yasağın yasaklara koyduğum yasaklar olduğunu.
Akşamları tok karnına aldığım iki tablet "sen" yerine yeni bir aşkı antibiyotik niyetine yutmak gelirken içimden yasaklarımı anımsıyorum birden, öyle ya en öncelikli yasağımı sevdalara koymuştum ben.
Bir yasaktan ibaretsin kaç zamandır delemediğim ve adına suç demişim en kuytu köşelerde hayalinle sevişmelerin. Zaten sen bütünüyle yasaksın bana da, benim yasaklarım senin sınırını aşanlara.
Bir yasak sen kokan nefesime,
bir yasak seni anan dudaklarıma,
bir yasak da tüm tonlarında yansıdığın gözlerime.
Yasak seni sevmek,
yasak düşünmek,
yasak ismini anmak ve düşlerime düşmemen için uykuya dalmak.
Bu şehirde tek başına yürümek sensizliğe,
kaldırımlarına yasak, sokaklarına yasak, denizine yasak...
Kararlıyım hiç olmadığı kadar,
ya sen yasaksın bu şehir ile bana,
ya bu şehir ile bu can bana yasak.!
SERKAN YURTACAN
yurtacan@hotmail.com